Saf gençlik yıllarında temeleri atılan sağlam bir dostluk ve bu dostluk çerçevesinde hiçbir ipucu vermeden, birden bire ortaya çıkan bir aşk. Dominique’in, Madeleine’e olan sınırsız ve imkansız aşkının içinde açtığı tedavisi imkansız yaralarla ve iç hesaplaşmalarıyla geçen yılları... Bu aşkın bir sonu var mı, karşılığı var mı? Kitabın içine daldıkça cevabını merakla bekleyeceğimiz sorular. Ve bu soruların yanı sıra, romanın diğer karakterlerinin de birbirinden renkli ve inanılmaz hikayeleri bizi bir büyü gibi sarmalıyor, etkisi altına alıyor... Eugene Fromentin’in muhteşem ruhsal tahlilleri, belki de hiçbir kitapta bu kadar ustaca işlenmemiştir. Bir insanın ruhu, arada hiçbir engel kalmadan, somut bir varlıkmışçasına gözlerimizin önüne seriliyor. Belki kendi ruhumuz bile, bizim için bu kadar net değil.