Çoğunluk ile azınlık arasındaki sorunlar genellikle iktidar rekabetinden, özellikle de sosyal, politik, kültürel ve ekonomik statü savaşından, yani birilerinin avantajlı, başkalarının dezavantajlı durumda bırakılmasından kaynaklanmaktadır. Azınlık sorunsalı, "bizler" ile "ötekiler", "benimsenenler" ile "dışlananlar" ve "sevilenler" ile "sevilmeyenler" arasındaki farkılıkların sorunudur. Tanımak ve özümsemek istemediğimiz, küçümsediğimiz veya görmezden geldiğimiz, kurtulamadığımız veya yok edemediğimiz "ötekilerin" bizim hayatımızı, bizim devletimizi, bizim kültürümüzü ve bizim geleceğimizi "bizce etkilemeleri" sorunudur. Azınlıklar "bizden" farklı olan kişilerdir; "bizim" kültürümüzle, "bizim" toplumumuzla ve "bizim" gelenek-göreneklerimizle uyumlu olmayanlardır. Kısacası "benim" devletime ve "benim" halkıma doğrudan veya dolaylı olarak sorun yaratanlardır. Ulus devletlere göre "onlar" kendi farklılığını unutmalı ve "bizlerle" bütünleşmenin yollarını aramalı, kendilerini değiştirerek "bizler" gibi olmalıdırlar. Ama bunu yaparken yine de "bizden" farklı olduklarını ve "tam bizim gibi" olamayacaklarını da asla unutmamalıdırlar.

Benzer Kitaplar