“El âlem adlı örgütün tüzüğünde apaçık bir çifte standart uygulaması vardı. Bense bu çifte standartlara göre el âlemin kabul edilebilir gördüğü makul kadın değildim, olma ihtimalim dahi kalmamıştı. Aslında el âlemin adı ataerki, mahalle baskısının adı da eril tahakkümdü.” Bize önemsiz olduğu söylenen; özel ve mahrem kalması dayatılan ama gündelik yaşantımızı, hayatta var olma biçimimizi bire bir etkileyen konuları yazdım. Kadınların kendi aralarında dertleştikleri, sır gibi konuştukları mevzuları yazdım. Altın günlerinde, kuaför salonlarında, kız arkadaşlara yatılı kalmaya gidilen gecelerde, kahve sohbetlerinde, kız kıza çıkılan gecelerde, WhatsApp gruplarında konuşulan konuları; kulaktan kulağa fısıldanan bilgileri yazdım. Bir feministin göz kararıyla bir tutam teori, bolca mahrem deneyimle birlikte pişti, oldu sizlere: Aramızda Kalmasın.