Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla, uzun bir süre hiçbir engelle karşılaşacağı düşünülmeyen kapitalist güçler, daha zaferlerin tadını çıkarmaya fırsat bulamadan, dünyanın her yerinde beklenmedik direnişlerle yüz yüze geldiler. Sınıf, cinsiyet, etnik grup, yaş, dil ve din olarak büyük bir çeşitlilik gösteren bir anti-kapitalist hareket, kökleri kadar çeşitli eylem biçimleriyle sesini duyuruyor, gündemin ön sırasına oturuyordu. Hararetli yeni buluşmalar, yeni gösteriler, yeni mücadeleler ve elbette yeni tartışmalar başladı.