Ankara Yazıları kitabı özünde yazarın Ankara'ya ilişkin duygusal bağının bir ifadesidir. Kitapta yer alan makaleler, Ankara'da kentli olarak yaşamanın ötesinde, mimar olarak yaşamanın getirdiği çoklu kimlik ile, örtülü bir koruma yaklaşımını, dolayısı ile kentsel belleği oluşturan ipuçlarını ortaya çıkarma arzusunu kaçınılmaz olarak barındırmaktadır. Bir kentte geçmişten günümüze var olan, kente ve kentliye dair süreklilik gösteren tüm değerler içinde yapılar ve mekânlar biriktirdikleri anılar ve yaşamsal tüm aktivitelere yer olma nitelikleri ile öne çıkarlar. Ankara Yazıları bu anlamda kimlik değeri taşıyan ve kentsel belleği oluşturan tüm yapıların ve mekânların izlerini sürer, alışkanlıkları ve yaşanmışlıkları göz ardı eden bir yaklaşımla hızla değiştirilen kentte, kentin tarihselliğinin vurgulanmasını önemser. Ankara Yazıları içerdiği altı bölüm ve 10 makale ile aynı zamanda kenti yapılar ve mekânlar üzerinden keşfetmeye ve anlamaya yönelik bir arayışın ifadesidir. Sağlıklı bir kentte yaşama isteğinin bir sonucu olarak ele alınan kitabın yol gösterici olması ve en geniş kesimlerce okunması kentin geride kalan değerlerine sahip çıkılmasına yönelik bir çaba olarak anlaşılmalı ve önemsenmelidir.