“Eradikasyon” adlı ilginç romanın yazarı Yunus Bektaşoğlu’dan yeni bir distopya: “Anısız Adam” Anımsamak ne kadar da uzaktı bana. Bir düşünce gelse aklıma, yekten onu geçmiş bir gün zannedip heyecanlanıyordum. Sanki doğurulmamış veya yaşamıyordum. Hayatın bir yerinde öylece, tesadüfen belirmiş de son ile sonsuz döngüsünde gidip gelen bir aralıkta ne bir sona ne de sonsuzluğa ulaşabiliyordum. Belki de yaşıyor olmaktan kastım bir anıya sahip olmaktır ama bunun olmaması için de elimden gelen her şeyi yapıyorum. Yaşadığımın tek kanıtı olan bir kadın var ve ben daha onun adını bilmiyorum. Öğrenmek istediğimden bile emin değilim. İsimsizken daha çok anlamı oluyor bende. Olmayan bir isimle çağırıyorum onu. Gelmesine gerek yok, biliyorum ki bana bende isimsizlik olarak gelecek. Tüm kayıtlardan, tüm belgelerden silinecek ve tek kanıtım olarak o kalacak. Sanırım onu görme zamanım geldi... Boşver geçmişi. Geçmiş ölüler içindir. Hatırlayarak, hatırlamaya zorlayarak öldürmeyelim birbirimizi. Sadece dans edelim.