Coğrafya tarihte önemli bir yere sahip olduğu halde, tarih yazıcılığında uzunca bir süre yeterince dikkate alınmamıştır. Coğrafî mekânın dinsel kimlikler üzerindeki etkilerini sistematik olarak irdeleyen din coğrafyası dahi, görece yakın tarihli olup, henüz Alevilik araştırmalarında kendine tam anlamıyla bir yer bulabilmiş değildir. Bu çalışma sözü edilen eksikliğe kısmen bir cevap olabilecek bir biçimde, genel olarak din, tarih ve coğrafya ilişkisini irdelemektedir. Kitabın ilk bölümünde, popüler ve akademik dünyanın ortak klişesi olan ‘Anadolu Aleviliği’nin tarihsel yeri sorgulanmış, coğrafî ve etno-kültürel farklılıklar noktasında, bu metaforun hangi amaçlar doğrultusunda, nasıl inşa edildiği tartışılmıştır. İkinci bölüm, Alevi Kürtlerin bir bakıma merkezi sayılan Dersim üzerinedir. Dersim’in geçmişini ve bugününü daha iyi anlayabilmek adına, coğrafyanın topluluk üzerindeki etkileri, bir kutupsallığa bağlanmaksızın, özel olarak sosyolojik kavram çifti merkez ve periferi eşliğinde anlatılmaya çalışılmaktadır. Son bölümün konusu ise, ‘Dersim Alevi Kürt Onomastiği’dir. İsimler ve bunun sosyo-kültürel kimlikle olan ilişkisi, Alevilik araştırmalarında bugüne dek üzerinde pek durulmuş bir konu değildir. Bu bölümde Alevi ve Alevi kökenli Dersimlilere ait kişi adlarının etimolojik ve kültürel kökenlerinin yanı sıra, yörenin dinsel, etnik ve sosyo-politik tarihi bakımından ortaya çıkan bazı ipuçları analiz edilmiştir.