Dünya, ekonomik krizin çözümü telaşında. Başta Amerikalılar. Çalışma birimleri kurulur, raporlar hazırlanır... Bay Brown, Bay Smith ve Bay John, çalışma birimlerinden birisini oluştururlar... Basın da sürekli Başkan’ı sıkıştırmaktadır, çözüm! çözüm! diye... Bay Brown Başkan’a sıkı bir rapor gönderir. Ama hiç beğenilmez. Kriz telaşı ve Başkan’ın gözünden düşmeme kaygısıyla aykrı bir rapor gönderir; Krize Komünist Çözüm Raporu; krizden bizi komünist çözüm kurtarır! Başkan öneriye balıklama atlar. Amerika’yı komünistlerin kurtaracağı düşüncesi, ilk bocalamadan sonra ciddiye alınıp, uygulamaya konulur. Yapılan araştırmalarla, duruma en uygun komünistlerin Türkiye’de olduğu sonucuna varılmıştır. Anında, Türkiye’den, altı yüz bin başvuru ile karşılaşılır. Borsa yükselir, düşer. Ortalığı ticari bir Türk ve komünizm modası kaplar. Cia derhal Mit’e sorar; Türkiye’de 600 bin komünist var mı? Derin bir nefes alınır; Türkiye’de bu kadar komünist yoktur. Ama derin bir işsizlik vardır. Her işsiz komünist olup başvurmuştur. Bay Brown ve arkadaşları, Türkiye’ye gönderilir. En fazla altı komünist seçip Abd’ye getirmeleri istenir. Ajanların bulduğu ilk iki komünist Tavaslı bir berber ile bir bakkaldır. İş yokluğunda domuz vurup, yabancılara satma girişimleri onları önce yerel basında sonra da ulusal basında birden komünist yapmıştır... Sonra, iktidar partisinden, üst düzey bir bürokrat yolsuzluktan işinden olmuştur. Ama, o da komünistler listesine bir biçimde girmiştir. Bulunan diğer üç komünist, eski solcu ve gerçek komünistlerdir. Bunlar: Valinin davetinde rakı içen bir yerel gazeteci, satılmayan kitapları basan bir yayıncı, insanları anlamak için hayvanlardan başlamayı seçen yirmi yıllık bir veterinerlik öğrencisi... Bir dizi gülünç ve absürd olay ilişkisi içinde geçen bir yolculuk. Dünya krizinden Obama’ya kadar uzanan bir süreç...