“Buraya yaşanacak yer diye geliyorlar, oysa burası ölünecek bir şehir. Göçmen başvuru sayısında, bırakalım azalmayı, denetlenmesi güç bir artış söz konusu bugün. Dünyaları hâlâ dar geliyor insanlara. Hâlâ orada, başka bir yaşam seçeneğinin onları genişletebileceği umudunu beslemeyi, büyütmeyi sürdürüyorlar. Buna şimdi kim nasıl gülecek?” Paris, Berlin, Bordeaux, Endülüs ya da Bretagne: Enis Batur’un Seyâhatname’sinde New York apayrı bir yer tutuyor: Yazar, bu kitapta, kişisel bir çarpışmanın ötesinde, bir yandan da “Türk’ün Amerikan imgesiyle imtihanı”nı okuruyla paylaşıyor.