21. yüzyılın başında Ahmet Tonak’ın BirGün’deki köşesinde herhangi bir yazısını okuyan birçok insanın, tabii burjuva ideolojisinin hakimiyeti ile körleşmiş olanlardan söz etmiyorum, kendi kendine şöyle söylediğini hep duymuş gibi oldum: Doğru yahu, meseleye bir de böyle bakmak mümkün. Liberalizmin en yüzü kızarmaz biçimlerinden en sinsisine kadar solun büyük bölümlerinin beynini tutsak ettiği ya da solculuğun milli çıkarların neredeyse yüz yıl önceki kazanımları nı örümcek ağlarıyla savunmaya indirgendiği bu çağda, Tonak bu yazılarda gayet yalın ve anlaşılır bir tarzda, ama arkasına Marksist teorinin ekonomi politik alanındaki dev eleştirel birikimini alarak, alaycı ama en ciddi argümanlarla ey okuyucu diyor, bütün düşüncelerin ardında, dolaysız ya da dolaylı biçimde maddi toplumsal çıkarların etkisini, yani sınıf çıkarlarını ara. Yoksa etrafında ne olup bittiğini anlayamazsın. Sınıfın ve sınıf mücadelesinin her gün etrafınızda yaşanan sayısız olayda nasıl gizlendiğini görmek istiyorsanız, Tonak’a kulak verin.