İstanbul’dan Tunceli’ye Türkiye Atlasından Bir Dönemin Çocukluk Fotoğrafı Altın Ülke: Çocukluk, 20. yüzyılın ikinci yarısında, özellikle de değerler kuşağının değişmesinde birkırılma noktası olan 1980 öncesinde Türkiye’de çocukluğa, artık “kayıp bir zaman”a odaklanması bakımından bir belge niteliğinde. Bu kitapta çocukluklarını anlatan yazarlar, İstanbul’dan Tunceli’ye, Kayseri’ye, Erzincan’a, Samsun’a, Kars’a ve daha nicelerine kadar Türkiye’nin çeşitli şehirlerinde, farklı koşullarda doğup büyümüşler. Çocukken baktıkları, etkilendikleri, biriktirdikleri ne varsa, nereye giderlerse gitsinler, hep o “çocukluğun görünmeyen bavulu”yla taşımışlar yanlarında. Sonunda hepsi yazarlıkta, kitaplarda buluşmuş. Altın Ülke: Çocukluk / 15 Yazar Çocukluğunu Anlatıyor, 20. yüzyılın ikinci yarısında, özellikle de değerler kuşağının değişmesinde bir kırılma noktası olan 1980 öncesinde Türkiye’de çocukluğa odaklanması bakımından bir belge niteliğinde. Doğum tarihleri 1940’lar ile 1970’ler arasında değişen yazarların çocukluğuna ayna tutan bu metinler, en ücra köyünden, taşrasına, büyük şehirlerine kadar Türkiye’de farklı coğrafya, kültür ve etnik renklere sahip hayatların da billurlaştığı bir çalışma. Ayşegül Çelik, Berat Alanyalı, Doğan Yarıcı, “Emine” Sevgi Özdamar, Faruk Duman, Filiz Özdem, Gürsel Korat, Güven Turan, Haydar Ergülen, İnan Çetin, Mine Söğüt, Murat Yalçın, Nursel Duruel, Semra Topal ve Yekta Kopan’ın çocukluklarını anlattığı bu kitapta metinlere eşlik eden 144 fotoğraf yer alıyor. Filiz Özdem’in hazırladığı, her yaştan okura seslenen bu etkileyici kitaptaki otobiyografik metinler sadece bir “çocukluk arkeolojisi” yapmakla kalmıyor; ayrıca, bir dönemin sosyolojik panoramasını sunduğu gibi, “bir çocuk olarak yazarın portresi”ni de açığa çıkarıyor. Ne de olsa, kimseye belli etmeden, gizlice ezberlenmiş bir şiirdir çocukluk. Sonra hayat, kendi bildiği gibi gelir, bütün ezberleri bozmaya kalkışır. Neyse ki çocukluk, her zaman şiirine sahip çıkar. Çünkü ne kadar büyürsek büyüyelim, dünyaya her zaman çocukluğumuzda baktığımız pencerelerden bakarız ister istemez.