Fideler kol atmış, kendilerini taşıyamayıp toprağa yatmış. Toprağın yüzünü halı gibi karpuz gövdesi ve yaprakları kaplamış. Sonra bir tarla karpuz çiçeği, ardından mercimek tanesi kadar karpuzlar görünmüş. Sonra nohut kadar olmuşlar; ceviz kadar olmuşlar; elma kadar olmuşlar; balkabağı kadar olmuşlar. Artık büyümeleri durmuş, ama tarlanın tam ortasındaki karpuzlardan birisinin büyümesi durmamış. Ha bire büyüyormuş. O karpuz kazan kadar olmuş; bütün bir köy şaşakalmış.