İdeolojilerin sonunun geldiği söyleniyor... Kurtuluşumuzun ideolojiler üstü olduğu iddia edilen “çağdaş teknoloji”nin benimsenmesi ve geliştirilmesinde yattığı anlatılıp her şey iktisadi kategorilere ve tekniğe indirgeniyor... Sosyal demokrat sol bu anlayışa tabi olup, “sosyal teknokrat” bir kimlik kazanırken, geleneksel sosyalist sol “üretim” paradigmasıyla hesaplaşamadığı için sürüklendiğimiz bu sürece müdahale edemiyor.... David Dickson Alternatif Teknoloji’de böylesi bir “teknik” anlayışı sorgulayarak teknoloji tarihini yeniden yorumluyor. Ve teknolojik gelişmenin siyaseti iptal eden bir dinamik içermediğini, başlangıçtan beri asıl olarak “sanayileşme ideolojisi” ve “bilimcilik miti” çerçevesinde işleyen politik bir süreç olduğunu gözler önüne seriyor. Ama kitabın asıl heyecan verici yanı, alternatif bir teknoloji kurmanın gerekliliğini ve olabilirliğini tartışması... Ve şu tip sorulara cevap araması: Hiyerarşik ve otoriter olmayan ilişkilere dayanan, insanları yaptıkları işe ve doğaya yabancılaştırmayan, bireyin tüm yeteneklerinin ve yaratıcılığının önündeki teknik engelleri kaldıran, yenilenebilir kaynaklara yaslanarak doğayı tahrip etmeyen, uzmanların değil üretenlerin denetlediği farklı teknolojiler geliştirmek mümkün müdür? Dickson buna siyasal bir cevap veriyor: Alternatif bir teknoloji, ancak alternatif değerlere yaslanan bir siyasal pratikle inşa edilecek alternatif bir toplum yaratma mücadelesi içinde oluşturulabilir. “Yazılışının üzerinden yaklaşık 20 yıl geçmesine karşın kolay okunan, okuyana heyecan ve güven veren bir kitap Alternatif Teknoloji. Okumak ve tartışmak için çok nedenimiz var. Fazla zamanımız kalmasa da...” Tunca Arslan / 2000’e Doğru “Kitap bir yandan teknolojinin ve teknolojik gelişmenin nesnel ve masum maskesini düşürürken diğer yandan yeni, her türlü alternatif toplumsal proje için alternatif teknolojilerin tasavvur edilmesi gerekliliğini vurgulayarak bizi hayal gücümüzü kullanmaya itiyor.” Nurhan Yentürk / Cumhuriyet Bilim-Teknik