Bakay Han daha çok şeyler söyledi ama onu sözleri Manas’ı hiç etkilemedi. Manas da Bakay Han’a şunları söyledi: “Ey babamın dostu Bakay Han! Sen neler söylüyorsun? Bizi tehdit eden, devamlı köşeye sıkıştıran düşmana karşı hiçbir şey yapmadan hareketsiz mi duralım? Ne yapalım? ‘Gök Tanrı bilir’ diyerek baş mı eğelim? Başlarımızı onların kılıçlarının önüne mi koyalım? Düşmana itaat ederek, dalkavukluk yaparak barış, huzur ve rahatlık kazanılmaz. Böyle yapmaktansa ben savaşmayı ve savaşarak ölmeyi tercih ederim. Düşman önünde korkup kaçmakla onun önünde baş eğip el pençe durmak arasında fark yoktur, iki hareket de alçaklıktır. Düşmana yenilirsek hiç olmazsa onurumuzla ölürüz. Biliyorsun ki Bakay Han; kuzu büyür ve daha sonra Tanrı için kurban edilir. Erkek çocuk da büyür ve yiğit olur, vatanı ve ili için kurban olur. Ya ölür ya Gök Tanrı’nın gazisi olur. Ey Bakay Han! Kırgız vatanını ve halkını düşman elinde görmektense bu Manas’ın canı çıksın daha iyidir!”