Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun Batı ve Batılılaşmaya dair yazılarından oluşan eserde, “şarklı gözüyle” Avrupa’nın, “garplı gözüyle” şarkın resmini görebiliyoruz. Günümüzde de güncelliğini muhafaza eden konuyu yazar, önce Alp Dağları’na seyahatlerinden yola çıkarak garba bakan bir şarklı olarak anlatıyor; ardından Türkiye’ye öğretmenlik için gelmiş bir İngilizin ağzından mektuplar yazarak meseleye bir de şarka bakan garplı olarak yaklaşıyor. Yazarın deyimiyle “iç örgüleri itibariyle bir sikkenin yüzü ve tersi gibi” birbirini tamamlayan yazılar, Yakup Kadri’nin dildeki ustalığıyla da bütünlüklü bir eser ortaya çıkarıyor.