Kul, önce Allah'ın emir ve yasaklarına riâyet etmekle sonra da nâfilelerle yakınlığa ulaşır. Kulun edâ ettiği nâfilelerin en büyüğü de kötü arzuları terk etmektir. Sadece hac, oruç ve namaz gibi ibadetleri yapmakla nefs arınmaz. Kalplerin temizliği bunların yanı sıra ancak kini, aldatmayı ve nefreti terk etmekle, nefsin kötü huylarını arındırmakla olur. Çünkü kalpler ancak temizlik ve arınma ile Allah'a ulaşır. Nefsin iradesi azaldıkça kişinin Rabbine yakınlığı artar. Kul nefsinin iradesini söndürerek yakınlık derecelerinde yükselmeye devam eder. En sonunda bu derecelerin en üst noktasına ulaşır. Artık orada kendisinin bir iradesi kalmaz! Allah'a Yakınlığın Dereceleri'inde, Hakîm Tirmizî, ibadetin temelini oluşturan farzlardan başlayarak kişinin iradesini tamamıyla Allah'ın iradesine bağlaması derecesine varıncaya dek Allah'a yakınlığın farklı duraklarını ve her bir durakta ne gibi hallerin yaşandığını anlatıyor.