Huzur için, yani kendimle ve çevremle daha bir barış/esenlik içre yaşamak için, bir tarikatın üyesi oldum. Ne ki umduğumu bulamadım. Bu kurum üzerine yazılan hemen her türlü kitabı okudum. Yüreğimdeki ve beynimdeki sorulara yanıt bulamadım. Sonra, tarih içindeki seyrini izledim. Anladım ki tarikat Kur’an’dan aldığı kimi ödünç kavramlarla ayrı apayrı bir dindi. Bugün, halkların bir çoğunun inanıp yaşadığı bu din, maalesef Kur’anla örtüşmüyodu. Daha çok Emevi Saltanatında, ete kemiğe bürünüp İslam diye dayatılan, o günden bu yana başka dinlerden de etkilenen bir anlayıştı.