Birden fazla duyguyu bir arada ama farklı bir bakış açısıyla anlatmayı başaran yazar, Akıl Tutulması romanıyla okuru âdeta bir bulmacanın içine davet ediyor. Bağımsız karakterlerin kesişen yolları, aklın sınırlarını zorlayacak gerçekçi bir kurgu ve tahmin edilmesi mümkün olmayan bir final… Gerçeğin peşinden gitmek hiç bu kadar sürükleyici olmamıştı. Hayatın içinde insanlara kendini göstermeden sallanan adalet terazisi, görevini mükemmel şekilde yerine getirmeye devam ediyordu. Sebepleri göremediğimizde, adına tesadüf diyorduk. Oysa beynimiz, tüm bağlantıları görebilecek kadar gelişmiş değildi. İyiliğin ve kötülüğün savaşında hayat, kendi dengesini çoktan kurmuştu. Kesişen kaderler bile bir sonuca hizmet etmek için vardı. İnsana iyi niyetini de kötü niyetini de karşısında bekleyen bir ayna gibi geri veren, en zekilerimizin bile anlamlandıramadığı üstün bir güç. Belki de tesadüf dediğimiz şey, Tanrı’nın yeryüzündeki gizli kalma şekliydi.