Şair Roni Margulies’ten ailesine, İstanbul’a, yan yana gelmesi neredeyse imkansız ebeveynlerine, çocukluğuna, okul hayatına, Londra’ya ve aslında gündelik yaşayışın can alıcı detaylarına odaklanmış bir hatırat! Ailem ve Diğer Yahudiler’de okuyucular, “Bunu ben de yaşamıştım,” hissine kapılacak sıkça. Çünkü Margulies kendine ve çevresine o kadar dürüst ki, bahsi geçen duyguyu hissetmemek çok zor. Bir yandan da okurlar, artık sayıları geçmişe oranla azalmış İstanbul’daki Yahudilere dair birçok şey öğrenecek “içeriden”. Bu hatırat, “hiçbiryerli” ama öte yandan hem İstanbullu hem Londralı bir şairin kendine dahi acımasızca yaklaşmasının parıltılı bir vesikası. Sonra oyuncaklarını sayan bir çocuk gibi tektek saydı hepsini, “Bu nereninki?” dedi destenin ortasındaki metal halkayı tutarak. Hastaydı, yerinde değildi bir süredir aklı. “O” dedim, “açamadığımız kapıların anahtarı”. Biliyordu sanki, günlerdir ilk kez gülümsedi, “Yoo”, dedi, “Bu gece kullanacağım ben bunu”. O gece öldü. Bana kaldı anahtarları.