Ağaç tepesinde yeni bir yaşam, huysuz bir komşu ve tuhaf olaylar… Sosyal sorunları sıradışı bir hayal gücü ve masalsı bir mizahla ele alan, İtalyan çocuk edebiyatının klişelere düşman yazarı Bianca Pitzorno ilk kez Türkçe’de. Biri çocuk diğeri yetişkin iki insanın şehirden uzak ama sevdiklerine yakın yaşamını anlatan bu sıradışı roman, insanlarla iç içe yaşamaktan bıkıp da kırsalda huzur arayan günümüz insanına büyülü bir gerçeklikle bakıyor. Canlıların bir arada yaşama durumunu hem karikatürize eden hem de sıradan durum ve diyaloglarla kurgulayan Pitzorno, insanın yaşadığı doğayı değiştirici özelliğine vurgu yapıyor, toplumsallaşan bireyin doğadan kopuşuna eleştirel bir gözle yaklaşıyor. Hayvanların uyum sağlama yetileriyle, insanların bulundukları ortamları uyarlayıcı yönleri arasında mizah dolu bir zıtlık yaratan kitapta, uçan köpekler, konuşan kediler, miyavlayan bebekler, etobur bitkiler, usta sanatçı Quentin Blake’in neşeli desenleriyle canlanıyor. Aglaia da, Bianca da şehirde apartman dairesine tıkılı yaşamaktan sıkılmışlardı. Aglaia sekiz yaşındaydı, Bianca ise bir yetişkindi. Kocaman bir meşenin dallarında kendilerine sıcak bir yuva kurdular ve kedileri Mürdüm’le birlikte keyifli bir yaşama başladılar. Ağaçtaki evi başka bilen yoktu. Daha doğrusu, onlar öyle sanıyordu. Ağaca ne zaman yerleştiği bilinmeyen tuhaf komşuları Çalçene Boşboğaz Bey’le tanıştıkları gün, huzurlarını kaçıran olaylar da başladı…