Mustafa Kemal Atatürk, “Cumhuriyet’in bilhassa kimsesizlerin kimsesi olduğunu” söyler. Ahmet Ayvaz’ın kaleminden kendi hayat hikâyesini okurken, Karadeniz’in yoksul bir köyünde başlayan yaşamının İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi savcılığına kadar yükselişine tanıklık edecek ve Cumhuriyet’in yarattığı değerler sistemini yeniden hatırlayacak, üzerine düşüneceksiniz. Ahmet Ayvaz, Cumhuriyet’in savcısı olarak ülkenin dört bir yanında adaleti tesis etmeye çalışırken, Türk insanını ve yaşayış biçimini çok yakından gözlemlemiştir. Bu fotoğrafta namuslu ve mert insanlar vardır; ama menfaat düşkünü, “kötü” olanlar da. Elbette Savcı Ayvaz adalet peşinde geçirdiği ömründe pek çok badire de atlatmıştır; teröristlerce yapılan bir bombalı saldırıda yaralanmak bunlardan sadece biridir. Uyuşturucu kaçakçılığından çete suçlarına, batık bankalardan terör soruşturmalarına pek çok kritik soruşturmada rol alan Ayvaz’ın en önemli tanıklıklarından biri hiç kuşku yok ki Ergenekon-Balyoz soruşturmalarıdır. Bu soruşturmaların başrol oyuncusu, dönemin “kudretli” savcısı Zekeriya Öz başta olmak üzere Turan Çolakkadı’dan, Köksal Şengün ve Adil Serdar Saçan’a o günlerin pek çok ünlü simasıyla ilgili tanıklıklara yer verdiği kitap, aynı zamanda bir hukukçunun zaviyesinden Türkiye’nin yakın tarihini okura sunmaktadır.