Yıldızlı gecelerde en parlak yıldız benim, yıldız yoksa bil ki karanlık benim. Bir okyanus mudur insanı boğan yoksa bir avuç düşünce mi karanlığında boğar? O kadın boğuluyordu, insanlar çok sığdı, o fazla derin. Hayatı kayıplarla doluydu, saçları up uzundu kısa yaşamının aksine. Teni bembeyazdı, geceyi kıskandıracak kadar karanlık ruhunun aksine. Hayatına tutsaktı fakat umutları vardı, özgür olmak isterdi, o kadın. Gözlerini kapamıştı hayata, iğne ve iplikle kanata kanata göz kapaklarını dikmişti, gerçekleri görmemek adına. Başka kadını, başka adam, başka sevmişti. Adam ölmek üzereyken kadın çoktan ceset olmuştu. Bırakın pembe masallar diğerlerinin olsun, biz acı dolu roman sayfalarına sahibiz zaten.