Bu trajik hayat hikâyesini, şimdi sizin yapacağınız gibi okumadım ben; bir kısmına bizzat şahit oldum. Sevgili teyzemin vefatından sonra ailem, anneannemin isteğiyle kederini yüreğine gömdü. Onlara göre her şey bitmişti ve artık herkes susmalıydı. Yapılacak her haberin, konuşulacak her sözün teyzemi kabrinde rahatsız edeceğine inanıyorlardı. Hiç olmazsa kabrinde rahat etmesi için artık sonsuza dek susulması gerekiyordu. Perde kapanmıştı ve sessizlik isteniyordu. Ta ki hep olmasını istediğim bu roman için Yavuz Hakan Tok benimle iletişime geçene kadar…