“Birçok yerde küçük küçük mescitler ve bir fabrikanın 5. katında Türklerin Berlin’deki ilk camisi olan Mehmet Akif Camii’ni açtık. Daha sonra ilk Kur’ân Kursu’nu açtık. Bir daktilo ve bir teksir makinesi aldık. Yazılarımızı orada çoğaltıyor, bütün lojmanları adım adım gezerek insanlara dağıtıyorduk. Artık Almanya’daki Türkler bizim bir teşkilatımız var diyebiliyorlardı.”