Şeker yaşam kültürümüzde o denli yer etmiş ki nereden başlasam? Dini bayramlarımızdan birinin adını bile Şeker Bayramı olarak belirlemişiz. Yeni ev alana ya da yeni bir eve taşınana şeker götürürüz. Peki, kız istemeye de bir kutu şekerle gidilmez mi? Günümüzde şekerin yerini çikolata almaya başladı böyle kutularda ama şeker hâlâ başı çekiyor. Peki, yılanı deliğinden ne çıkarır? Tatlı söz elbette. Tatlı zaman zaman rüyalarımıza bile girer. İşte o zaman üzerinde binbir yorum yapılır. Ama rüyanızda şeker görürseniz fazla yoruma gerek yok. Önünüz ferah, kolay ve rahat bir para kazanacaksınız demektir. Sevineceksiniz ama sabırsızlanmayın, üç vadeye kadar olacak bu. Hatta şekeri çuvalla görmüşseniz, köşeyi dönmüşsünüz demektir. Cebiniz çok para görecek, çok, çok... Çocukluğumuzda okul önlerinde satılan rengârenk macun şekerleri vardı. Bayramlarda el öpüp de harçlıkları cebe indirdiğimizde bayram yerine giderdik. İlk uğranılan yer çoğunlukla pespembe pamuk şeker satan seyyar satıcı olurdu. Ya okul önlüğümüzün akide şekerinden yapış yapış olan sağ cebine ne demeli? Siz hiç ağzınızda koca bir akide şekeriyle öğle uykusuna yatıp da yanağınızın içi buruş buruş halde uyanmadınız mı? Bütün bunlar çocukluğumun, belleğime kazıyarak kaydetmiş olduğu mutluluk anları. Zaten şeker biraz da çocukluğumuz ve masumiyetimiz değil mi? Şekerin, tadına göre fazlasıyla acı olan öyküsü, birbirinden ilginç hikâyeler, denenmiş tarifler ve Deniz Gürsoy’un keyifli anlatımıyla okurlarla buluşuyor.

Benzer Kitaplar