Çok uluslu Osmanlı İmparatorluğu’nun dağılmasının ardından kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin, homojen bir ulus-devlet olma politikası çerçevesinde vatan topraklarını Türkleştirmek adına yürüttüğü faaliyetler, gayrimüslim azınlıkların aleyhine işleyen bir süreci de beraberinde getirmiştir. Kendisinden sürekli kötülük beklenen gâvur a karşı daima teyakkuz halindeki Cumhuriyet, ne yazık ki zaman zaman hukukdışı yollara sapmaktan da geri durmamıştır. Türkiye tarihinin en karanlık ve utanç verici olaylarından birisi olan 6-7 Eylül 1955’te yaşananlar da, basit bir tahrikle açıklanamayacak kadar planlı, sistemli ve düzenli gerçekleşmişti. Yaşanan yağmalamalardan, yıkımlardan, talanlardan doğan maddi zarar bir yana, manevi anlamda ülkenin kozmopolit yapısı bir daha geri dönülemez biçimde parçalanmış, aslında buralı binlerce insan vatanlarını terk etmek zorunda kalmıştı. Dilek Güven, olayları yaşayanlarla bire bir yaptığı görüşmeler ve daha önce yayımlanmamış arşiv belgelerine ulaşarak ortaya çıkardığı bu kitabıyla 6-7 Eylül Olayları’nı hem tekrar hatırlamamızı sağlıyor, hem de olayların arka planındaki ilişkileri ortaya çıkarıyor. Unutmamak, ibret almak, ders çıkarmak için...