Kur’an’ın dinamik karakterinin gereği olarak tarihsel süreçte zaman zaman çeşitli kalem, fıkıh ve tefsir ekollerinin teşekkül ettiğini görürüz. Her bir ekolün ona kaynak olarak Kur’an’dan beslenmesi ve nebevi sünnetten çeşitli dayanaklar bulması kadar tabii bir şey de olamaz. Bununla birlikte bu ekollerin zuhurunda ve biçimlenmesinde çeşitli beşeri, kültürel ve tarihsel faktörlerin belirleyici roller oynadıkları da bir realitedir.