Geleneksel tarih anlatımının dışında kalan kadınlar, siyahlar, işçiler, köleler ya da her türlü azınlıklar, post-modern yaklaşımların sağladığı olanaklar sayesinde daha detaylı analiz edilirken tarihin anlatımı elitten kitleye kaymaktadır. Kadın Hareketi'nin değişen koşullar çerçevesinde kazandığı hız ise geçmişin değerlendirilmesinde yeni ufuklar açarak feminizmi, tarih disiplininin önemli unsularından birisi haline getirmektedir. Aydınlanma Dönemi'nin hak talebiyle birlikte kadına da yansıyan sosyal, siyasal ve kültürel farklılaşma, önce Batı'da ortaya çıkan, sonrasında hızlı ya da yavaş bir şekilde diğer toplumlara yayılan bir süreçtir. Bu sürecin, günümüzde feminist tarih aracılığıyla kazandığı değeri ve tarih metodolojisinin de bu değere sağladığı katkıları görmek, geniş kitlelerde tarih anlatımının nasıl olacağına yönelik belli kanaatlerin oluşmasına yardımcı olmaktadır.