Moğollardan kaçarak Tanrı Dağları’nın eteklerinden yola çıkan Kam Böybörü, gün batısına gitmek isterken Selçuklunun eski başkenti Kayseri’de yolun sonuna gelir. Ahi Evren’in evlatlığı, güzeller güzeli Tomris, onun için son durak, kaçışın son noktasıdır. Kendisi Göktanrı inancındadır, Tomris Müslüman. Kendisi saygı gören bir Kam, Tomris Ahilerle Bacıların gözdesi. Üstelik kadın ile erkek eşit, yan yanadır. Mafyanın elinden kaçarak İstanbul’dan yola çıkan yatırım danışmanı Diyar, kaybolmak isterken kendini Kayseri’de bulur. Dershane hocası sevgilisi Güler de peşinde. Kayseri’de iki öykü, iki aşk, iki ayrı Yüzyıl... 13. Yüzyıldan 21. Yüzyıla gelindiğinde Argiyos Erciyes’e dönüşmüş, surlar içindeki Kayseri büyük metropol haline gelmiştir. Aşk da ilişkiler de değişmiş ama bir soru baki kalmıştır: Sonu mutlu bitiyor mu? Tarihin son derece zengin bir dönemi olan 1243 yılı ile 2011’i aynı kitapta buluşturan 1243 Kayseri bilinen dünyanın en büyük iki gücü, Selçuklu ile Moğollar arasında utanç verici bir savaşın hemen öncesinde yaşanan aşk ile günümüzün aşkını aynı satırlarda buluşturuyor. İnsanın doğa ile iç içe olduğu bir çağdan, insanın doğaya hâkim olmaya çalıştığı bir çağa uzanan kitapta sıra dışı iki aşk iç içe kurgulanıyor. Marka yaşayanlar ile toprağı, suyu, geceyi dinlemesini bilenler aynı kitapta. İletişimin Her Şey Demek Olduğu Dünyada, İletişerek Hiçbir Şeyin Mümkün Olmadığı Bir Zamanda, Elektromanyetik Dalga Kuşağıyla Sarılıp Sarmalanmış, Cep Telefonu, İnternet ve Dijital Yayınlar Arasında Felsefe-Mutluluk Dermeye Çalışır Gibi Görünen ama Cebinden Başka Bir Şey Düşünmeyen Tuhaf Yaratıklar Kuşağı olmalı benim kuşağım! Hayat hiç bitmez, bizler biteriz, hayatın akışı sürer. Sonu düşünmek yerine şimdiyi düşünmek daha iyi. Mutlu son beklemek yerine çözüme bakın. Çözüme odaklanın. Sorununuzu çözmeye çalışın. Kapatıyorum artık. Size ayıp olmasın.