Dedemin sandığından çıkan kutsal defterin son sayfasında şöyle yazıyordu: 17 yaşında, hayatının Nisanı’nda, bilinçsizce Dionysos’a öykünen bir oğlan, yaşar gibi yapan ölüler ile kendisine her daim direnen zamanın gölgelediği rüyaların çapraz ateşinde, yolun sonunda varsaydığı ışığa ulaşmaya çabalıyorsa, yapabileceği ve yapması gereken şey aynıdır: Bir an önce, -sözde ahlaki- sürüsel cenderenin orantısız tahakkümü altında keskin, parlak köşeleri perdahlanan alev alev erkekliğini yaşamaya başlamak...